Mustafa Halıcı: Külliye’de Kendimizi Yakacağız

Mustafa Halıcı: Külliye’de Kendimizi Yakacağız

ABONE OL
23 Aralık 2024 10:56
Mustafa Halıcı: Külliye’de Kendimizi Yakacağız
0

BEĞENDİM

ABONE OL
  • Mustafa Halıcı: ‘Biz Zehirleniyoruz, Sesimizi Duyan Var mı?’
  • Biz köyümüzde nefes alamaz, tarım yapamaz, meyve sulayamaz, tarla sulayamaz ve hayvan bakamaz haldeyiz.
  • Kendi tarlama İMDAT ZEHİRLENİYORUZ diye yazdım belki uydudan görürler diye.
  • Bu kadar kimyasal barındıran bir suya karşın yıllardır arıtmaları yok.
  • Eğer bu suyu kirletmek vatana ihanetse bunu yapanlar çevre teröristi değil midir ?
  • Köyü terk edelim, köyleri boşaltalım, bizi başka bir yere sevkedin o zaman!
  • Ben bir köylü olarak, Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak yalvarıyorum çözün artık bu sorunu, çözün…
  • Biz kafayı çizdik, kendimizi Külliye önünde yakacağız en son!
  • Gerede bizim vatanımız değil mi ? Ermenistan’a mı başvuracağız ?

Gerede Çayı; Eskipazar, Çankırı, Çerkeş, Ovacık, Karabük Merkez, Yenice, Çaycuma’dan geçerek Filyos’tan Karadeniz’e dökülüyor ve 288 km’lik alanı kapsıyor. Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu (GEÇTAP) toplantısı 14 Aralık 2024’te Karabük Büyük Kulüp’te gerçekleştirildi. Toplantıda söz alan ve çevre köylülerin temsilcisi olarak katıldığını ifade eden Akçaşehir Köyü sakinlerinden Mustafa Halıcı, köy halkının yaşadığı çevre felaketini ve bu felaketin tarım ile hayvancılığa olan yıkıcı etkisini anlattı.

“Tarım da, Hayvancılık da Bitiyor!”

Halıcı, köylerinin Gerede Çayı’na sadece 15-20 metre uzaklıkta olduğunu belirterek, yaşanan kirliliğin halk sağlığı ve tarımsal üretim üzerindeki etkilerini çarpıcı ifadelerle dile getirdi:

“Biz nefes alamaz, tarım yapamaz, hayvan bakamaz hale geldik. Eğer anaç bir inek bu pis sudan içerse, yavrusuna atıyor. Meyveyi sulasam kuruyor, bitkiyi sulasam kuruyor. Biz gün be gün zehirleniyoruz!”

Halıcı, bu duruma dikkat çekmek adına kendi tarlasına “İMDAT, ZEHİRLENİYORUZ” yazarak seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirtti. Ancak hala bir sonuç alınamadığını vurgulayan Halıcı, sözlerine çaresizliği dile getirerek devam etti:

En son kendi tarlama yazdım İMDAT ZEHİRLENİYORUZ diye. Adana’dan Hatay’a kadar tüm Türkiye’de yerel basında yer aldı. Bakan Bey elinde İzmir körfezinde olan kirli suyu elinde tutarak burada balık yaşar mı diye soruyor. Sayın Bakana ben soruyorum burada insan yaşar mı ?

Şu pis suyu görüpte vicdanı sızlamayan hiç kimse yoktur. Hepiniz annesiniz,babasınız, kardeşsiniz, abisiniz, hepiniz bu ülkenin bir değerisiniz. Size soruyorum Mavi Vatan eğer bu vatansa bu vatanın durumu nedir ? Eğer bu suyu kirletmek vatana ihanetse bunu yapanlar çevre teröristi değil midir ?

“Kanser Vakaları Artıyor, Kokudan Kahvaltı Yapamıyoruz!”

Halıcı, köyde 4 kanser vakasının çıktığını ifade ederek, sürekli artan koku ve kimyasal salınımların insan sağlığına verdiği zarara dikkat çekti:

Sabah kahvaltı yapamıyoruz kokudan. (Elindeki su şişesini göstererek) Şöyle bir şişeyi açsam, salona döksem, kokudan hepiniz salonu terk edersiniz, duramazsınız. Allah aşkına söylüyorum o kokudan biz sabah kahvaltı yapamıyoruz. Vicdan sahiplerine soruyorum; inanın şu şişeyi açsam buraya döksem pis kokudan burada hiçbiriniz duramazsınız, salonu terkedersiniz.  Bu kadar pis bir koku, bu kadar kimyasal barındıran bir suya karşın yıllardır arıtmaları yok.

Üretim yapamaz, nefes alamaz hale geldiklerini belirten Halıcı, çözüm çağrısında bulunarak şu soruları sordu:

Bize üretim yap diyorlar, ama köyümde duramıyorum. Ne yapmamız lazım? Tarlayı bırakıp başka yere mi gidelim? Her gün bu ağır kokuyu çekiyoruz. Benim köyümde 4 tane kanser vakası çıktı. Bana yaşam hakkı tanımıyorlar. Bu sorun sadece beni, sadece Gerede’yi ilgilendirmiyor 288 km boyunca kirleterek geliyor.”

“Ermenistan’a mı Başvuracağız, Ne  Yapacağız?”

Biz bu ülkenin bir değeri değil miyiz diye soran Halıcı; “Gerede bizim vatanımız değil mi, biz kime başvuracağız. Bulgaristan’a mı, Yunanistan’a mı, Ermenistan’a mı başvuracağız. Biz bu ülkenin bir değeri değil miyiz ? Bana üret diyorsun köyümde duramıyorum. Ne yapmamız lazım?  Dedi.

“Çevre Teröristleri Vatanı Kirletiyor!”

Mustafa Halıcı, Gerede’deki dericilik faaliyetlerinin 1800’lü yıllardan beri sürdüğünü belirterek, şu ana kadar etkin bir arıtma sisteminin kurulmadığını vurguladı:

Her yıl arıtma tesisi açıyoruz diyorlar ama ortada tesis yok! Vatanımın havası, suyu, toprağı zehirleniyor. Bunu yapanlar çevre teröristi değil midir? Gerede’de  dericilik sektörü bir gerçek. 1800’lü yıllardan beri gelen bir sektör olduğu söyleniyor. Peki 1800’lerden beri arıtma var mı Gerede’de ? Hayır, yok! Her sene arıtma açıyoruz diyorlar ama açılan bir arıtma orta da yok.

Tabi açılacak arıtma arıtacak mı bakın yine arıtmayacak. 2 tane jelatin fabrikası var, deri var, karma OSB’deki diğer atıklar geliyor, deri OSB’deki atıklar geliyor… Bu şekilde vatanın havası, suyu, toprağı ve insanı zehirleniyor.

Halıcı, çözüm bulunamaması durumunda yaşadıkları çaresizliği çok net ifade etti:

Ben köyde duramaz, üretim yapamaz isem; eti – sütü –buğdayı yurt dışından alırız. Biz bu ülkenin  iliyiz, bu ülkenin kanunlarına bağlıyız… Yani sesimizi duyurmak için ne yapmamız lazım. Tarlaya kocaman imdat zehirleniyoruz yazdık. Belki uydudan görürler, insafa gelirler diye sonuç yok!”

Köyleri Boşaltalım Bizi Başka Bir Yere Sevkedin O Zaman ?

Görmeyen gözleriniz, duymayan kulaklarınız için daha ne yapmalıyız diyen Mustafa Halıcı;

Eğer kanunlar işletilmiyorsa, yöneticiler üstlerine düşen görevleri yapmıyorsa, milletvekili bunu köylü yaptı diyebiliyorsa, bizim ne yapmamız lazım  o görmeyen gözleriniz için, duymayan kulaklarınız için ?

Ben bir köylü olarak, Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak yalvarıyorum çözün artık bu sorunu, çözün.

Köyü terk edelim, köyleri boşaltalım, bizi başka bir yere sevkedin o zaman!” ifadelerinde bulundu.

“Biz Kafayı Çizdik. Külliye Önünde Kendimizi Yakacağız En Son.”

Sorunlarına hala  çözüm bulunmadığını ifade eden Halıcı, köylüler olarak kendilerini Külliye önünde yakacaklarını ifade etti.

“En son inanın Murat Kurum Beyin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın duymasını istiyoruz. Artık biz kafayı çizdik, kendimizi Külliye önünde yakacağız artık en son.

Değerli Hocalarımızın frenlemesiyle inanın duruyoruz. Yani bu kadar zulüm olmaz. Bin bir düvele karşı durmuş, kuru ekmek ve üzüm hoşafı ile bu vatanı almış bizler, bu şekilde çevre teröristlerine ben vatanımı bu şekilde kirletmesine izin veremem.

Yetkililerden Çevre Felaketine Dur Denilmesi Bekleniyor

Mustafa Halıcı’nın çâresiz ama bir o kadar da kararlı sesi, Gerede Çayı’ndan Filyos Irmağı’na kadar uzanan kirlilik zincirinin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Yöre halkının tarımsal üretimden sağlıklı bir yaşam hakkına kadar pek çok çabaları boşuna gitmemeli. Yetkililerin bir an önce harekete geçerek, Eskipazar, Çankırı, Çerkeş, Ovacık, Karabük Merkez, Yenice, Çaycuma’dan geçerek Filyos’tan Karadeniz’e dökülen 288 km’lik alanı kapsayan bu çevre felaketine dur demesi bekleniyor.

Sadece bu konuyla ilgili yapılan toplantıdaki diğer dört haberin linkleri aşağıdadır.

Mehmet Emin Aslan Gerede Çayı İçin Acil Çağrı: “İmdat! Zehirleniyoruz!”

Murat Alan: Bu Türkiye’nin Sorunu

Fikret Gökçe’nin Tarihsel Çarpıcı Anlatımı

Mustafa Akay: Yenice’nin Doğasına Sahip Çıktık

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP