Türkiye’de enflasyonist ortam tüm hızıyla sürüyor. Hayat pahalılığını durdurabilene aşk olsun. Özellikle zaruri temel ihtiyaç malzemelerine gelen zamlar, vatandaşın belini bükmeye devam ediyor.
Hükümet, enflasyon arttıkça asgari ücrete, memur ve işçi maaşlarına ilave ciddi zamlar yapıyor fakat bu da çare olmuyor.

En düşük memur maaşının 22 bin lira olacağı açıklandığında büyük bir sevinçle karşılanmıştı. O dönem ciddi bir ücret gibi gelmişti ama 1-2 ayın içerisinde 22 bin lira alım gücü açısından adeta 15-16 bin liralara indi.

Benzer durumu asgari ücrette de yaşadık. Asgari ücrete 3 bin lira birden yapılan ara zamdan herkes memnun olmuştu. Ama bu da eridi gitti.

Bir de bölgemiz özeline bakalım.

Mart ayında Yunus Değirmenci liderliğinde Özçelik-İş Sendikası KARDEMİR’de ve bağlı kuruluşlarında son dönemlerin en iyi toplu iş sözleşmelerini imzaladı.
Ücret artışlarını duyan işçi ve hatta bölge halkı sevinçten havalara uçmuştu. Yunus Değirmenci ve ekibi KARDEMİR işçileri tarafından büyük sevgi gösteriyle karşılanmıştı.
KARDEMİR işçisi ve haddehanelerde demiri eriten sıcağın karşısında çalışan işçiler aldıkları parayı sonuna kadar hak ediyorlar. Helali hoş olsun.

Fakat bugün geldiğimiz noktada, Başkan Değirmenci ve ekibinin toplu sözleşme masasında kazandığı ücret artışları, sözleşmenin imza tarihinin üzerinden geçen 4 aylık sürede alım gücü anlamında erimeye başladı.

Asgari ücrete, memur ve işçi maaşlarına yapılan zamları gören, sahada üyelerinin ücret artışı taleplerini görmezden gelmeyen ve hayat pahalılığına sessiz kalmayan Genel Başkan Değirmenci ve Yardımcısı Mustafa Kılıç ile Karabük şube yöneticileri, asgari ücrete yapılan yüzde 34’lük zam oranı kadar bir artışın KARDEMİR işçisine de yapılmasını isteyerek, KARDEMİR yönetiminden talepte bulundu.

Türkiye genelinde yetkili olduğu birçok işyerinde işverenlerden ilave iyileştirme talebinde bulunan ve sonuca ulaşan Özçelik-İş, Karabük’te de yetkili olduğu diğer haddehanelerde işverenlerden ilave artışlar talep etti ve birçok haddehanede de istediğini almış durumda.

Şimdi KARDEMİR için Değirmenci ve ekibi masada mücadele veriyor. Bu zam oranını almak için her yolu deniyor, herkesle görüşüyor. KARDEMİR işçisinin haklı taleplerini dile getiriyor. Şuana kadar KARDEMİR tarafından olumlu veya olumsuz herhangi bir açıklama gelmedi. Herkesin gözü-kulağı KARDEMİR tarafından gelecek müjdeli haberde.
Bugüne kadar nice müjdeyi üyelerine açıklayan Değirmenci’ye KARDEMİR işçisinin güveni tam. Alırsa yine Değirmenci alır. Çözerse yine Değirmenci çözer havalarına girmiş durumdalar. Daha önce gelmiş geçmiş nice genel müdürler ve yönetim kurulu başkanlarıyla kurduğu ikili diyaloglar sayesinde masada istediğini alan Değirmenci’den işçinin beklentisi büyük. İşçi Genel Başkanına ve sendikanın diğer kadrolarına güveniyor.

İşçi hak ettiğini almak istiyor. Hak ettiğinin verilmediğinde Yunus Değirmenci’nin masadan sahaya geçiş yapacağını da biliyor. Hani bir slogan var ya “İşçi sendika omuz omuza” diye KARDEMİR’de bu slogan hakim. İşçinin üretimden gelen gücü Değirmenci’nin arkasında. Benim bildiğim Değirmenci de işçinin beklentisini karşılamak için masada olduğu gibi sahada da mücadele vermekten geri durmaz. Sahada mücadele vermeyi her zaman sona bırakan, masada bu iş çözülsün diye bütün iletişim kanallarını açık tutan Değirmenci, son kertede gözünü karartıp sahaya inmekten de çekinmez. Bu yönde de zaten bizlere duyumlar geliyor. Yani Değirmenci’nin istediğini alamadığı takdirde KARDEMİR işçisiyle beraber sahaya ineceği yönünde duyumlar.

Bakalım KARDEMİR yönetimi nasıl karar verecek. İşçiye istediğini verecek mi? Yakın dönemde savunma sanayiyi uçuran çiçeği burnunda Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demir, KARDEMİR işçisini de uçuracak mı? Yoksa savunmaya geçip, işçilerin istediğini vermeyecek mi?

İşçisini, memurunu yaptığı maaş zamlarıyla koruyan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rağmen, işçinin bu beklentisi karşılanacak mı karşılanmayacak mı bekleyip göreceğiz !